İnsan davranışı ve cinselliği bedensel, psikolojik, sosyal koşullardan etkilenir. Cinsellik sadece cinsel organlara sınırlı değildir. Cinsellikle ilgili geçmişten getirdiğimiz kalıplaşmış düşünce ve duygularımız vardır. Cinsel sorunların ve bozuklukların ortaya çıkışında kişinin bedensel ve psikolojik özellikleri ya da ikili ilişkilerin dinamikleri etkili olabilir. Doğal olarak cinsel sorunların tedavisi de onun gelişmesine neden olan etkene göre değişebilir. Kişi ile görüşülerek sorunu ortaya çıkaran, yerleşmesine neden olanlar düşünce ve duygular birlikte incelenir.
Cinsel sorun, tıbbi veya biyolojik bir nedene bağlı gelişmişse tedavisi ilaç veya diğer tıbbi tedaviler olacaktır. Bu durumda böylesi bir tedaviyi, ürologlar, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ya da psikiyatristler yaparlar. Bütün tedaviler gibi cinsel tedaviler de bilimsel veriye dayalı olmak zorundadır. Yapılandırılmış bir tedavi ekolü olan cinsel terapide olumlu sonuçlar alınmaktadır.
Dünyada ve Türkiye´de 1970´lerden beri “Cinsel Terapi” ile Vajinismus ve Erken Boşalma olgularının pek çoğu başarıyla, cinsel isteksizlik, erkeklerin sertleşme bozukluğu ve kadınların uyarılma ve orgazm bozuklukları gibi diğer cinsel işlev bozuklukları da büyük ölçüde tedavi edilmektedir.
Bütün cinsel işlev bozukluklarının temelinde kaygı vardır ve bu sebeple kişinin öncelikle kendisini, kimliğini, bedenini, partnerini keşfetmeyi aşama aşama öğretilir. Bu süreç kişinin kişilik özellikleri ve kaygı seviyesine göre değişiklik gösterebilir. Partnerinin de sürece katkısı, partnerin kişilik özellikleri kaygı seviyesi gibi özelliklerde süreci belirleyen önemli etkenlerdir.
Cinsel İşlev Bozukluklarına neden olan diğer önemli etkenler;
Eşler arası uyumsuzluk/çatışmalar, cinsel travmalar, ürolojik, jinekolojik hastalıklar, bakteri, iltihaplanmalar vb., kronik hastalıklar, ilaçlar, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, psikolojik nedenler en sık görülen depresyon, obezite, yaşlılık